
OpenAI’nin TikTok’a rakip olarak piyasaya sürdüğü yeni kısa video uygulaması Sora, müzik ve teknoloji dünyasında tartışma yarattı. Platform, tamamen yapay zekâ tarafından oluşturulan kısa videoların paylaşıldığı bir sosyal ağ gibi çalışıyor. Kullanıcılar, Ronald McDonald’ın DJ’lik yaptığı ya da SpongeBob’un phonk müzikle dans ettiği videolarla dolu bir akışta geziniyor. Ancak bu eğlenceli görüntülerin arkasında ciddi bir telif krizi yatıyor.
Sora’da yer alan birçok videoda müzik kullanılıyor, fakat OpenAI’nin büyük plak şirketleriyle lisans anlaşması bulunmadığı belirtiliyor. Bazı kullanıcılar belirli sanatçılara ait şarkılarla video üretmeye çalıştığında sistem tarafından engellense de, birçok içerikte tanınabilir müziklerin taklit edilmiş versiyonları yer alıyor. Bu durum, yapay zekânın telifli materyalleri izinsiz biçimde kullandığı yönündeki endişeleri artırıyor.
Tepkilerin ardından OpenAI CEO’su Sam Altman, telif hakları sahiplerine daha fazla kontrol sağlayacaklarını açıklasa da, müzikle ilgili somut bir adım atılmadı. Bu da, halihazırda Suno ve Udio gibi yapay zekâ müzik servislerine dava açan plak şirketlerinin, Sora’ya karşı da harekete geçebileceği yorumlarını beraberinde getirdi.
Uzmanlara göre Sora, yalnızca telif açısından değil, dijital müzik tanıtımı ve sosyal medya stratejileri açısından da dönüm noktası olabilir. Çünkü TikTok modelinde sanatçılar, gerçek şarkılarını kullanarak kitlelere ulaşabiliyordu. Sora ise videolara özel olarak üretilmiş yapay müziklerle bu dengeyi değiştirebilir ve “gerçek sanatçıların görünürlüğünü” azaltabilir.
Öte yandan, Gen Alpha kuşağı bu tür yapay içeriklere oldukça açık. Video oyunları ve kısa video kültürüyle büyüyen gençler için Sora, doğal bir eğlence alanı olarak görülüyor. OpenAI’nin 500 milyar dolar değerlemeye ulaşması ve milyarlarca dolar gelir elde etmesi de bu teknolojinin kalıcı olacağını gösteriyor.
Sonuç olarak, Sora yalnızca yeni bir uygulama değil; müzik endüstrisinin geleceğini şekillendirebilecek bir kırılma noktası. Gerçek ile yapay arasındaki çizgi giderek silikleşirken, sanatçılar ve yapımcılar bu yeni dijital evrene nasıl uyum sağlayacaklarını bulmak zorunda kalacak.